Ey Mübârek Ay!..
Her yıl olduğu gibi yine
“hoş geldin”, ama biliyoruz ki yine hoş bulmadın bizi… Fakat Senin geliş
sebeplerin arasında hoş bulmadıklarını da hoş etmek var elbette… Senin teşrif
buyurma sâiklerin içinde, dünyamıza getirdiğin rahmet ikliminin cezbesiyle, nâhoş
olanları da hoş etmek var elbette... Senin ziyâret amaçların arasında,
insanlığını imhâ ve zâyi eden beşeriyeti yeniden “eşref-i mahlûkat” tahtına
oturtarak, onları da hoş etmek var elbette... Yeni bir cehâlet ve fetret devri
yaşayan mü’minlerden “Gül Devri”ni soluklayan bir ümmet-i Muhammed inşâ etmek
var elbette...
Ey Mübârek Ay!..Ömrümüz
gibi her Ramazan da başlangıcında sanki çok uzun sürecekmiş gibi gelir; ama
ömürlerimiz de, Ramazanlar da çok çabuk gelip geçer… Bu sebeple Ramazan’da
kazandığımız rûhi güzellikleri ve İslâmî özellikleri diğer aylarda da devam
ettirmeli ve ömrümüzün her ânını ve her ayını Ramazan sevinciyle doldurmalıyız…
Zîrâ bir sonraki Ramazan’a kimlerin ulaşacağını ve bayramı kimlerin göreceğini
bilemeyiz…
Ey Mübârek Ay!..
Biliyoruz ki bizim için
aslolan; orucun rûhunu yakalamamız, Ramazan’la yakınlaşmamız ve senin
getirdiğin o muazzez iklimi hayatımıza âmir kılmamızdır…
Ey Mübârek Ay!..
Kur’an koordinatlı bir
hayat, ‘Gül Cemresi’ düşmüş bir cemiyet ve câmi merkezli bir medeniyet inşâ
etmek için, rahmet iklimini; nefsimize, gönlümüze ve aklımıza hükümrân eyle…
Ey Mübârek Ay!..
Biz Sana “vedâ” etmek,
Seni yolcu etmek istemiyoruz… Zîrâ, Ramazan’ı gönüllerinin ev sahibi kabul
edenler, hayatlarından O’nu yolcu etmezler… Ramazan “Elvedâ” edip gitti diye
onun mânevî iklimini terk etmezler... Ya Ramazan’da kalırlar, ya da Ramazan’la
kalırlar…
Ey Mübârek Ay!..
Duâ ve niyazımız;
Müslümanların Ramazan’ı îman şuuruyla yaşaması, bu mübârek ayın artık bizleri
de “hoş bulması” ve oruç tutanların bayram yapmasıdır…
Tuttuğumuz oruçların “bizlere” bayram yaptırması temennîsiyle...
(Dr. Mehmet Güneş, Altınoluk Dergisi, Ağustos-2011)