Oruç aynasında Esma-i Hüsna
tecellileri…
Oruç, bir
uructur, yükseliştir. Oruç, yerçekimine direnmek ve gökçekiminin cazibesine
kapılmaktır. Nefsanî arzuları terk etmek, ilahi tecellilere ayna olmaktır.
Oruç insanî
bir aynadır. Allah’ın Esma-i Hüsna’sının en güzel ve en mükemmel yansımaları
oruç aynasında görülür.
İnsan
açlığını hissettiği oranda minnettar olur ve şükreder. Diğer zamanlarda gerçek
açlığı tatmayan bir nefis, gerçek şükrü de eda edemez. Açlık acısının farkında
olmadığı için yoksullara gerçek anlamda acıyamaz ve yardımcı olamaz. Ancak
oruçtaki açlıkla Allah’ın Rahman, Rezzak, Mün’im, Meşkûr gibi isimlerinin
bilincine varılır.
Nefis kendini
sınırsız hür zanneder. Kul olduğunu unutur. Sayısız nimetlerle terbiye
edildiğini hatırlamak istemez. Oruç ile anlar ki, nimetler kendi mülkü
değildir. Kendine malik de değildir. Allah izin vermediğinde en küçük bir
nimete bile elini uzatamaz. Bu mananın yaşanmasıyla Allah’ın Rab, Mürebbi,
Malik gibi isimlerine parlak bir ayna olmaya liyakat kazanılır.
Nefis,
kendini güçlü ve kudretli zanneder. Virüslerden kuyruklu yıldızlara kadar, onu
korkutan şeylerden gaflet eder. Oruç ile insan aczini ve zaafını tam anlamıyla
hisseder. Allah’ın Kadir, Muktedir gibi isimlerinin tecellilerini yakinen
anlar, görür ve hâliyle gösterir.
Nefis, ruhun
ulvi zevklerini bilmez. Konuşan nefis oldukça, ruh susar. Oruç ile nefis susar.
Ruhun, kalbin, aklın, sırrın sesleri işitilir. Ruhun ve diğer latifelerin
gıdası ise Kur’an nurlarıdır. Oruç ile melekleşen bir ruh, gerçek manada
Allah’a muhatab olur. Kur’an’ı, ilk indiği zamandaki gibi –derecesine göre
Resul-i Ekrem’den (a.s.m.), Hz. Cebrail’den (a.s.), Mütekellim-i Ezeli olan
Allah’tan işitiyor gibi- dinleyebilir. Allah’ın Mütekellim ismine en güzel bir
ayna olur.
Oruç ile
göz, kulak gibi azalar da bir nevi oruç tutarlar. Geçici işlerini terk etmekle,
kendilerine mahsus kulluk tavırlarına bürünürler. Oruç ile göz Basir ismine,
kulak Semi’ ismine çok parlak bir ayna mahiyetini kazanır.
Oruç aynı
zamanda hem maddi, hem manevi bir perhizdir. Üst üste yemek yemekten
kaynaklanan hastalıklardan oruç sayesinde korunulur. Açlığa sabır manasındaki
bir oruç ise manevi hastalıkların ilacıdır. Orucun maddi/manevi perhiziyle
Allah’ın Şafi, Sabur isimlerinin tecellileri parlamaya başlar.
Oruç, İsm-i
Azam’ın altı nuru olan Kuddüs, Adl, Hakem, Ferd, Hayy ve Kayyum isimlerine en
güzel ayinedarlığı netice verir.
Kuddüs
isminin bir tecellisi olarak oruç öyle bir kalkan olur ki, nefis ve şeytanın
her türlü kirli, şerli desiselerini engeller. Oruç günahların manevi
kirlerinden temizlenmeyi de sağlar. İlahi zikrin iklimi olmasıyla Kuddüs ismine
başka bir yönden ayna olmaya vesiledir.
Oruç ile
hayattaki denge yakalanır. Normal zamanlarda istekleri ve öfkelerini kontrol
etmekte zorlanan insanoğlu, oruç ile şehevi ve gadabi kuvvelerini dengeler ve
Adl ismine mükemmel bir ayna olur.
Oruç
sayesinde insan yaratılış gayesine kilitlenir. Kendisine emanet olarak verilen
tüm cihazları anlamlı, hikmetli ve iktisatlı bir şekilde kullanmayı
başarmasıyla Hakem isminin tecellisine mazhar olur.
Oruç benlik
ve enaniyeti zayıflatır. Oruçlu yüzler, kesretten vahdete yönelir. Kesrete
açılan nefsani kapılar oruçla kapanınca, vahdete ruhtan nurani kapılar açılır.
Allah’ın Ferd isminin en güzel vahdani tonları oruçta derç edilmiştir.
Oruç,
hayattır ve Allah’ın Hayy ismine en güzel ayinedarlıktır. Oruç ile beden
zayıflar, ruh kuvvet kazanır. Oruç ile bütün duygular yeniden canlanır.
Oruç bir
faaliyettir ve insaniyetin zenbereğidir. Oruç ile mide fabrikası durur fakat
ruhun, kalbin, aklın tezgâhları faaliyete geçer. Oruç uhrevi tezgâhları
işletmesiyle Kayyum isminin en faal manevi fabrikaların birincilerindendir.
Mustafa Said
İşeri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder