20 Kasım 2010 Cumartesi

Zât-ı Hak'da mahrem-i irf ân olan anlar bizi




GAZEL

Zât-ı Hak'da mahrem-i irf ân olan anlar bizi
İlm-i sırda bahr-ı bî-pâyân olan anlar bizi
Bu f enâ gülzârına tâlib olanlar anlamaz
Vech-i bâkî hüsnüne hayrân olan anlar bizi

Dünya vü ukbây ı ta'mîr eylemekden geçmişiz
Her taraf dan yıkılıp vârân olan anlar bizi
Biz şol abdâlız bırakdık eğnimizden şalımız
Varlığından soyunup üryân olan anlar bizi

Kahr u lutf u şey'-i vâhid bilmeyen çekdi azâb
Ol azâbdan kurtulup sultân olan anlar bizi
Zâhidâ ayık yürürken anlamazsın sen bizi
Cür'a-yı sâf î içip mestân olan anlar bizi

Ârif in her bir sözünü duymağa insân gerek
Bu cihânda sanmanız hayvân olan anlar bizi
Ey Niyâzî katremiz deryâya saldık biz bugün
Katre nice anlas ın ummân olan anlar bizi

Halkı koyup Lâ- mekân ilinde menzil tutalı
Mısrîyâ şol cânlara cânân olan anlar bizi

Niyazi mısri (Dîvân, s.221)

Hiç yorum yok:

Şeriat

Yusuf Kaplan 12 Kas 2021, Cuma İslâm antropolojisinin kaynağı olarak din ve şeriat ya da pınar, ırmak ve umman Önce şu: Türkiye’de, “ş...