28 Temmuz 2008 Pazartesi

Herşeyin Bir Hudûdu Vardır

Ebû Mûsâ'l-Eş'arî (r.a.)'den rivâyet edilmiştir:
Her şey için bir hadd vardır. İslâm'ın hudûdu da "vera, tevâzu, sabır ve şükür"dür.
Vera ve tevâzu, işlerin kıyâm ve sebâtına;
sabır, cehennem ateşinden kurtuluşa;
şükür de, cennete nâil olmaya sebeptir.

Hasenü'l-Basrî (k.s.) hazretleri, Mekke-i Mükerreme'de, Hz. Ali (r.a.)'nin oğullarından, arkasını Kâbe'ye dayayıp insanlara va'z eden bir gence:
"Dînin sebat ve kıyâmına vesîle olan şey nedir?" diye sordu.
Genç:
"Vera"dır! dedi.
Hasenü'l-Basrî hazretleri:
"Dînin âfeti nedir?" diye sordu.
Genç:
"Tama"dır, cevabını verdi.

Avâmın verâ'ı, haramdan ve haram şüphesi bulunan şeylerden sakınmaktır.
Havâssın verâ'ı, içinde hevâ ve nefs için şehvet ve lezzet bulunan şeylerden sakınmaktır.
Havâssın havvâssının verâ'ı ise, içinde kendi irâde ve görüşü bulunabilecek her şeyden sakınmaktır.

Hâsılı; avam dünyayı terk ile, havâs cenneti terk ile, havâssın havâssı da, mâsivâyı (Allah'tan gayri her şeyi) terk ile verâ'ı elde eder.

Hiç yorum yok:

Şeriat

Yusuf Kaplan 12 Kas 2021, Cuma İslâm antropolojisinin kaynağı olarak din ve şeriat ya da pınar, ırmak ve umman Önce şu: Türkiye’de, “ş...