14 Eylül 2008 Pazar

bir gülü öldürmeden de koklayabilirsin



ey aşık,

maşukuna yaranmak için boynumu vurmakla

hangi zalim kralın celladı oluyorsun?

aşk cumhuriyeti darul harb oluyor birden.

gül toprağında kokar.

toprağımda gülüm, ellerinizde ölüyüm.

ölüm bile mest ederken, dirimi düşünün bir.

yere düşerken kan kırmızı, akşam olunca gece rengi olur çiçek ölüleri.

hiçbir şeyin değerini bilmiyorsun ey aşık.

sahip olman tüketmeni gerektirmez oysa.

bir şeyi yok etme gücün var da onu yok ediyorsan

var etme gücün uçar parmaklarından.

sevdiklerini tüketmen de bu yüzden.

sevdiklerine var olamıyorsun,

sevdiğine yok oluyorsun ya da bir hiç nihayet.

yağmur dökmeden çekip giden bulutlar nasıl iz bırakmıyorsa gölgelerine,

öyle faydasızsın bir kaç saatlik karanlıktan başka.

sen buna dinlence mi diyorsun.

günde yanacaksın ki gecenin değerini anlayacaksın.

hep geç kalıyorsun ey aşık.

ebedi bahar olmaz bu dünyada.

bazı böcekler yaşıyor üç gün.

bir kaç yıl fazla yaşaman farklı kılar mı onlardan seni?

bir gülü infaz etmekle kaç yıl uzuyor aşk hayatın?

ey aşık, ey insan;

bir gülü öldürmeden de koklayabilirsin!

İzdüşüm



Bana aynadan bakın, dumanlı görürsünüz

Bir derin, bir mahşeri sırra gömülürsünüz


Yürüyünce çatlayan duvarlar arasında

Yumruklarınız kalır bir gençlik rüyasında


Dalgalar peydahlanır esrarlı bir denizden

Acılar sağnak sağnak iner gözlerinizden


Çehre solgun bir vâdi; beyin kırık bir çatı

Mutluluk sarayının size düşer alt katı


Karanlığın yıllardır kemirdiği dehlizim

Bu ten sizin; ben yalnız aynada gölgenizim

Nurullah Genç

Şeriat

Yusuf Kaplan 12 Kas 2021, Cuma İslâm antropolojisinin kaynağı olarak din ve şeriat ya da pınar, ırmak ve umman Önce şu: Türkiye’de, “ş...