19 Haziran 2011 Pazar


Ölüm günümde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı, bende bu cihanın gamı var,
dünyadan ayrılığıma tasalanıyorum sanma; bu çeşit şüpheye düşme.
Bana ağlama, yazık yazık deme. ŞeytanIn tuzağına düşersem
işte hayıflanmanın sırası o zamandır.
Cenazemi görünce ayrılık ayrılık deme.
O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır.
Beni kabre indirip bırakınca, sakın elveda elveda deme;
zira mezar cennetler topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret.
Güneşe ve aya batmadan ne ziyan geliyor ki?
Sana batmak görünür, ama o, doğmaktır.
Mezar hapis gibi görünür ama o, canın kurtuluşudur.
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi?
Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyu ya salındı da dolu dolu çıkmadı?
Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zira senin hayuhuyun mekansızlık aleminin fezasındadır."
"Kardeş, mezarıma defsiz gelme;
çünkü Allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz.
Hak Teala beni aşk şarabından yaratmıştır.
Ölsem,çürüsem bile, benim yine o aşkım."
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız.
Bizim mezarımız ariflerin gönlündedir.


Hz.Mevlana

Hiç yorum yok:

Şeriat

Yusuf Kaplan 12 Kas 2021, Cuma İslâm antropolojisinin kaynağı olarak din ve şeriat ya da pınar, ırmak ve umman Önce şu: Türkiye’de, “ş...